İYİ Parti’den Zeytinliklerin Madencilik Faaliyetine Açılmasına Tepki
Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, 20 Haziran Cuma günü komisyonda kabul edilen zeytinliklerin madencilik faaliyetine açılmasına neden olacak yasa teklifi ile ilgili, “Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin halkıyla, milletin yararına olacak zeytinlikleriyle, doğasıyla 3 tane büyük holdingin istek ve taleplerinin karşı karşıya gelmesidir. Bizim noter yerine kullanılmamız ve 3 büyük holdingin işlerinin görülmesi adına görev yaptırılmasını esefle kınıyorum” dedi.
İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Küresel riskler her gün etrafımızda artmaya devam ediyor. İsrail-ABD ortalığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin bütün aşamalarını merhale merhale ortaya koymuş durumda. Bizim hükümetimiz saldırıyı kınamaya bile cesaret edemeyen bir tutum sergiliyor. ‘BOP Eşbaşkanıyım’ diyen bir Cumhurbaşkanı’mız vardı. Şimdi Kürecik’i açık tutarak BM’nin ve ulusal kamuoyunun tüm uyarılarına rağmen İsrail’le ticarete devam etmek suretiyle Filistin’de İran’da çocuk katliamı yaparken Siyonizm, bunarın yanında durmaya devam eden bir iktidarımız var.
Gazi Meclisi’mizde iki Ermeni sevicisinin bir Türk milletvekili üzerinde yeme hareketini görmüştük. TBMM’de Ermeni soykırımından bahseden, Ermenilerin şehit ettiği Talat Paşa’ya ‘katil’ diyen, Türkiye devletinin kuruluş felsefesi olan üniter devlet yapısını ‘soykırımcı’ diye niteleyen bir anlayışa Meclis’te AK Parti, CHP ve DEM bir olarak kınama cezası verdi. Ülkemiz hem dışarıdan hem içeriden milli bir kuşatma altındayken keşke yerli ve milli iktidar olsaydı da bütün bunları yaşamasaydık.”
“ESEFLE KINIYORUM”
Uz, 26 saatlik komisyon görüşmelerinin ardından 20 Haziran Cuma günü komisyonda kabul edilen zeytinliklerin madencilik faaliyetine açacak kanun teklifine şu açıklamalarla tepki gösterdi:
“‘Madenler Yasası’ noktasında madencilik anlayışında sınıfta kalmış bir AK Parti iktidarı var. 69 büyük ölümlü kazanın meydana geldiği Türkiye’mizde, bunların hepsini iktidar partisi döneminde yaşadık. Soma’dan Ermenek’e, Kürecik’ten Dursunbey’e, Kozlu’dan İliç’e kadar bütün kazaların müsebbibi ve bunlarla ilgili başta İliç olmak üzere ÇED raporu verenlerin yargılanmadığı bir Türkiye’yle karşı karşıyaydık. Şimdi yine aynı noktada 21 maddeden oluşan ve 5 Bakanlığı ilgilendiren bir komisyona indirilen bir yasayla karşı karşıyayız. Komisyona inen yasayla ilgili 26 saat çalıştırılan bir komisyon var aralıksız. Küçük bir salona alınan ve küçük salonda daha önce iktidar partisinin içerisini doldurduğu ama herkesin de ortaklaşa karar verip içeriye girmesi konusunda bir liste yapılan o insanlar, o salona alınmadılar. O salona alınmayan bu insanlar, maalesef koridorlarda hem Meclis’in seçkin Emniyet mensuplarıyla hem de milletvekilleriyle halkımızı karşı karşıya getirme zorunda bıraktılar ve böyle Meclis yönetilmez diyor, bu noktada Sayın Numan Kurtulmuş’u da göreve davet ettiğimizi söylemek istiyorum.
Israrcı taleplerimiz noktasında Plan ve Bütçe salonuna geçtik. 26 saat hiç kesintisiz bir çalışma yaptık. Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin halkıyla, milletin yararına olacak zeytinlikleriyle, doğasıyla 3 tane büyük holdingin istek ve taleplerinin karşı karşıya gelmesidir. Bizim noter yerine kullanılmamız ve 3 büyük holdingin işlerinin görülmesi adına görev yaptırılmasını esefle kınıyorum. Sadece AK Parti’nin getirdiği bu yasaya MHP’nin de hiçbir milletvekilinin oylamaya katılmayarak destek vermediğini ve bunu kabullenmediklerini görüyoruz.”
“Halkımızın genel menfaati yerine tercih edilen, uydu marifetiyle yurt dışından koordinatları dahi verilmiş 3 holdinge yaranma işi. İçtaş, Limak ve Aydem… Maalesef doğal ve kültürel varlıklarımız yerine vahşi madenciliği, yani kamu yararının yerine yandaş yararını gözeten uygulamalarla karşı karşıyayız. Zira tüm bu izin ve ruhsat kurumları ortadan kaldırılıyor, onun yerine MAPEG’e devrediliyor. Orman Kanunu ve Orman Bakanlığı bypass ediliyor ve yeni bir kurul teşekkül ediyor. Diyor ki, ‘Cumhurbaşkanlığı’nın uhdesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı’yla beraber Çevre ve Şehircilik, İklim Değişikliği Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın karar vereceği ve bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın olduğu bir kurul, bundan sonra maden izinlerini verecek. Aynı kurul, özel mülkiyete ait taşınmazlar hakkında da kamulaştırma kararı verebilecek. Diyor ki ‘Bu kurul, orman alanını teşkil ediyorsa Orman Bakanlığı buna onay vermese bile bu kurul, burada üstün kamu yararı gözetip burayı maden sahalarına açabilir.’
Oluşturulacak yönetmeliği de Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek bu kurulun asıl görevi neymiş söylüyor: ‘Dördüncü grup madenler başta olmak üzere.’ Bu dördüncü grup: Altın, bakır, krom, gümüş gibi madenler. Ve bunun yanı sıra stratejik öneme sahip madenler. Bunu tam olarak belirtmemekle beraber toryumdan, bordan, uranyumdan bahsedilen bir süreçten bahsediyor ve diyor ki ‘Bunlarında izinleri tamamen bu kurul tarafından verilecek.’ Bütün bunlar Anayasa’nın 169. maddesiyle uyuşmuyor. Mülkiyetin devredilemeyeceği yasası var. Bu mülkiyet devrini hem MAPEG’e hem de bir üst kurula devrediyorsunuz ve Anayasa’ya aykırı hareket etmeye devam ediyorsunuz.”
“50 KÖYÜ ETKİLEYEN BİR ALANDAN BAHSEDİYORUZ”
“İliç ve Kartalkaya’da hem yasamanın hem yargının net olarak ifade ettiği ve birinci derecede kusurlu bulunduğu bakanların ve bakanlık personellerinin yargılanamadığı bir ülkede, yürütmenin izin vermediği, bakanların kendi personelini sorgulayamaz hale getirilen ve buna izin vermediği noktada yargılanamadığı ve asil suçluların yargılanamadığı bir ülkede bu maden yasasıyla ilgili olarak bu iktidara güvenin kalmadığı malumunuz.
Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ve Yatağan Termik Santralinde İçtaş, Limak ve Aydem’in olduğu 3 önemli holdingin zeytin ağaçlarının olduğu alanları bir şekilde o madenlere devrinden bahsediyoruz. Tam 50 köyü etkileyen ve ortadan kaldırılmasına vesile olan ve zeytinliklerin kaldırılacağı bir alandan bahsediyoruz. Bunlar, krokileri verilmiş ve adrese teslim olarak komisyona gelmiş olan alanlar. Bu zeytinlikler hiçbirimizin babasının tapulu malı değil. Zeytin ağaçları biz olmadan önce de vardı. Bize atalarımızdan kalan zeytinliklerle dertlerinin ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Bu alanlar tabii ki çok değerli ve zımnen bu alanların açılması demek. Yarın bu kurul kararıyla tüm ülkenin zeytinliklerinin ve önemli alanlarının açılması demek. İYİ Parti olarak bu yasayla sonuna kadar mücadele edeceğiz.”